Sözleşmeli öğretmenlerimizin sorunlarının çözüme kavuşturulması, mesleki verimliliklerinin artırılması için verdiğimiz mücadelenin bir cüzü olan 3+1 düzenlemesi Meclis Genel Kurulu’ndan geçmiştir.
Sözleşmeli öğretmenlerimizin sorunlarının nihai çözümü kadrolu istihdam, istihdamda güçlük çekilen bölgelerin kadro istikrarının reçetesi ise teşviki uygulamalardır. Aslolan bu taleplerimizin yanı sıra, sözleşmeli öğretmenlerimizin sorunlarına kısmi çözüm getiren ‘hizmet süresini 4 yıldan 3 yıla, kadroya atanma sonrası yer değişikliği talep sürelerini 2 yıldan bir yıla indiren’ yasal düzenleme geçici bir çözüm olarak önemlidir. Verilen bir sözün yerine getirilmesi olarak da değerli bir adımdır ve diğer konularda verilen sözlerin yerine getirilmesi konusunda da kamu görevlilerini umutlandırmıştır.
Ek gösterge puanlarının artırılması başta olmak üzere, eğitim çalışanlarına verilen diğer sözlerin ve 2023 Eğitim Vizyonu’nda yer alan diğer hedeflerin de en kısa zamanda gereğinin yerine getirilmesi gerekmektedir.
Yasal düzenleme, toplumsal beklentinin karşılanması ve sözün gereğinin teslimi noktasında yerinde olsa da asıl sorunun sözleşmeli istihdam, nihai çözümün ise kadrolu istihdam olduğu gerçeği unutulmamalıdır. Sözleşmeli öğretmenlik, kabul edilmiş hatanın tekrarı, geçmiş sıkıntıları unutmanın, aynı kısır döngüyü yeniden kurup birçok değeri heba etmenin, öğretmenlerin işi ile eşi arasında tercihe zorlanmasının, haklı taleplere, geçerli mazeretlere duyarsız kalmanın tezahürü olan yanlış istihdam politikası tercihlerinin vücut bulmuş hâlidir. Öğretmen açığı sorununa çözüm getirmediği gibi, hem eğitim çalışanına hem de eğitim sistemine zarar verdiği görülen sözleşmelilikten vazgeçilmeli; öğretmenlerimiz ‘zorunlu hasret’ yükümlülüğünden; eğitim sistemi, yaşanan sorunlar nedeniyle ‘sözleşmeli öğretmenlik’ yükünden kurtarılmalıdır.