EĞİTİM-BİR-SEN GENEL BAŞKANI ALİ YALÇIN, “NÖBETE ÜCRET MÜCADELEMİZDE ISRARLI VE KARARLIYIZ.”
Eğitim-Bir-Sen 9. Türkiye buluşması İstanbul’da yapıldı. Çanakkale Şube Yöneticilerinin ve İl Temsilcilerinin de katıldığı toplantıda bir konuşma yapan Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “Nöbete ücret mücadelemizde ısrarlı ve kararlıyız. Çözülen her sorunun, alınan her kazanımın altında yerimiz, terimiz ve imzamız vardır. Bu sorunu da biz çözeceğiz. Etki de, yetki de bizdedir” dedi.
Eğitim-Bir-Sen 9. Türkiye Buluşması, şube yönetimleri ve ilçe temsilcilerinin katılımıyla İstanbul’da yapıldı. ‘400 bin üye hedefi’ ile gerçekleştirilen toplantının açılışında konuşan Genel Başkan Ali Yalçın, eğitim çalışanlarının birçok sorununu son iki yılda imzaladıkları toplu sözleşmelerle çözdüklerini ifade ederek, şunları söyledi: “Sendikamız eğitim çalışanlarının en büyük sıkıntılarından biri olan nöbete ücret konusunu da çözecektir. Bu konuda rol almaya ve rol çalmaya çalışan sendikalar daha yeni uyandılar. Bu sorunu da Eğitim-Bir-Sen çözecektir. 9 yıl yetkili oldukları dönemde hiçbir sorunu çözemeyen bu sendikalar, Eğitim-Bir-Sen’in kazanımlarını kendilerine mal etmeye çalışıyorlar ancak boşuna çabalıyorlar. Diğer hizmet kollarında olan nöbet ücretinin eğitim çalışanlarına da verilmesi konusunda başlattığımız imza kampanyasını 26 Mart’ta yapılacak olan KPDK’ya taşıyarak çözümü için çaba sarfedeceğiz"
Eğitim çalışanlarının sorunlarını her platformda dile getirdiklerini ifade eden Yalçın, “Bunlardan biri de ek ders ücretlerindeki ve sınav görevlerindeki ücret adaletsizliğidir. Bu konuyu da yetkililer ile görüştük ve sınavda kapıda güvenliği sağlayana 120 TL, içeride sınavı yapana 45 TL çelişkisinin bir an önce giderilmesi için mücadelemizi sürdürüyoruz. Kadın çalışanlarının doğum izni ve süt izni konusunda taleplerimiz var, toplu sözleşme masasında önemsediğimiz konulardan biridir. Yeni dönemde yeni açılımların ve kazanımların sağlanması konusunda irademizi sürdüreceğiz. Rotasyonun mağduriyet üretmemesi anlamında irademizi ortaya koymuştuk. Rotasyonun 8 yıla indirilmesinde bazı endişelerimizi ve kaygılarımızı bakanlığa ilettik ve konunun takipçisi olacağımızı belirttik. Karma eğitim mecburiyetinin kaldırılması ve öğrenciye okul seçme özgürlüğünün verilmesi gerekmektedir. 19. Milli Eğitim Şûrasında alınan kararlar bir an önce uygulamaya konulmalıdır. Çocuklarımıza karakter kazandırma, değerlerimizle barışık müfredat ve ders kitaplarının tekrar gözden geçirilmesi gerekmektedir. Kılık kıyafet noktasında kamusal alan yalanının bitilmesi konusunda ortaya koyduğumuz irade son derece önemli ve anlamlıydı. Bu irade sonucunda 12 milyon 300 bin imza ile birlikte ve ortaya koyduğumuz yedi aylık sivil itaatsizlik eylemleri ile bu yasağı tarihin çöp sepetine attık. Ancak bu yola çıkarken sadece kamusal alan yalanını bitirmek için çıkmadığımızı, 82 model kılık-kıyafet dayatmasının eğitim çalışanlarının haki yeşili kıyafetlere ve birbirinin ensesine bakan anlayışın ortadan kaldırılması ve erkek çalışanların saçıyla, bıyığıyla, favorisiyle, ayakkabısıyla ilgilenmeyen bir yönetmelik gerekmektedir” şeklinde konuştu.
Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen’in bütün mağdur ve mazlumların umudunu süslediğini belirten Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gözyaşı ve alın terinin renginin aynı olduğu gerçeğinden hareketle Filistin'e gösterdiği hassasiyeti imani bağı olmayan ama insani bağı olduğu için felaketle yüzleşen Filipinler'e gösteren, ‘Mağdurun, mazlumun ve masumun dinini sormayı’ iman ettiği disiplinlere aykırı bulan bir kitleyiz. Türkiye’den beklenen dirilişin itici ve öncü gücü biziz. Bu ülkenin entelektüel birikimine sahip ve peygamberlik mesleğini yerine getiren kitlenin, eğitim öğretim ve bilim hizmet kolunun genel yetkili sendikası ve ülkemizin en büyük örgütlü gücüyüz. Bu açıdan Eğitim-Bir-Sen, büyük önem taşımaktadır. Salt ücret sendikacılığının sekülerliğinden ziyade ücret sendikacılığını da içine alan hizmet sendikacılığı yaklaşımıyla ‘sendikacılığı kavga zemininde rekabetten, rekabet zemininde hizmete’ çekmeye çalışan bir hareketin liderleri olarak bugün 9. Türkiye Buluşmamız vesilesiyle bir araya geldik. Yeniden Büyük Türkiye’nin inşasına öncülük etme, kadim medeniyetimizin omuzlarımıza yüklediği sorumluluğu bir kez daha idrak etme, umudu olduğumuz mazlum ve mağdurların sesi, soluğu olma misyonumuzun gereği buradayız.”
9. Türkiye Buluşması kapsamında gerçekleştirilen 30. Başkanlar Kurulu sonuç bildirgesi, Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın tarafından açıklandı. Toplantıda alınan kararlar şu şekildedir:
-Toplumun yeni anayasa yapılması konusundaki beklenti, istek ve çabaları boşa harcanmamalı,
-Geçmişte bize büyük acılar yaşatan, şiddet ve terörü sona erdirmek için gösterilen çalışma ve çabalar, bölgesel ve ulusal birçok problemin çözümüne katkı sağlayacağından samimiyetle desteklenmelidir.
- Bizi biz yapan değerler ile ortak vicdanımızı koruyan her türlü çalışma desteklenmeli; hoşgörüden yoksun, insanları ötekileştiren ve ayrımcılığa neden olan her türlü faaliyetle kararlılıkla mücadele edilmelidir.
-Devlet, yönlendirici, düzenleyici ve belirleyici rolünü; istismarı önleme, eşitsizlikleri giderme ve toplumun her kesiminin sisteme eşit bir ortak olarak katılması yönünde kullanmalıdır.
-Binlerce yıllık devlet geleneğine dayanan tecrübe, hafıza ve refleks mirasına sahip Türkiye’nin yeni uluslararası düzende hak ettiği yeri alabilmesi için önümüzdeki 10 yıl içinde bilimsel, teknolojik ve ekonomik açıdan ciddi bir “yakalama” ve “öne geçme” çabası içine girilmeli ve toplum bu hedef doğrultusunda harekete geçirilmelidir.
-Eğitim sisteminin sorunlarını çözmek için; eğitimin temel felsefesinin, misyon ve hedeflerinin yeni baştan ele alınacağı köklü bir reforma ihtiyacı olduğu açıktır.
-Kamuda kılık ve kıyafet dayatmasının en önemli sembolü haline gelen başörtüsü konusunun sorun olmaktan çıkarılması devlet millet kaynaşması için çok önemli bir adım olmuştur. Fakat aynı kapsamda talep ettiğimiz, çağdışı yönetmelikteki erkeklere yönelik kravat takma mecburiyeti başta olmak üzere, takım elbise, saç, sakal gibi dayatmalar da bir an önce kaldırılmalıdır.
-Öğretmenlerimizin tercih ve istekleri dikkate alınmadan hizmet süresine bağlı zorunlu yer değişikliği kabul edilemez.
-Ek Ders Usul ve Esaslarına ilişkin Bakanlar Kurulu kararında yönetici ve öğretmenler arasındaki eşitsizlikleri giderecek nitelikte köklü değişiklikler gerçekleştirilmelidir. Aynı kapsamda, toplu sözleşme görüşmelerinde karar altına aldırdığımız, Milli Eğitim Bakanlığınca gerçekleştirilen merkezi sınavlarda görev alan yönetici ve öğretmenlerin sınav görev ücretlerindeki adaletsizlik ve eşitsizliği gidermek için ivedilikle düzenleme yapılmalıdır. Yine nöbet görevi için ücret ödenerek bu görev angarya niteliğinden çıkarılmalıdır.
-Milli Eğitim Bakanlığı; öğretmen atama ve yer değiştirme yönetmeliği, norm kadro yönetmeliği, görevde yükselme ve unvan değişikliği yönetmeliği gibi personel mevzuatına ilişkin temel ikincil düzenlemeleri, paydaşların görüşleriyle yeniden şekillendirerek yürürlüğe koymalıdır.
-Öğretmen kariyer basamaklarına ilişkin Anayasa Mahkemesi kararına rağmen hiçbir düzenleme yapılmamıştır. Öğretmenlerimiz bu konuda haklı bir beklenti içerisinde olup sürecin mahkeme kararlarına bırakılması, sorunu içinden daha da çıkılmaz bir hale getirmiştir. Bu konudaki yasal düzenleme ihtiyacı ortadadır.
-Kalkınmada öncelikli ve sosyo-ekonomik açıdan dezavantajlı bölgelerde görev yapanlara, ilave tazminat ödenmesi, askerlik hizmetinin görev başında yapılabilmesi, hizmet puanının iki katı oranında artırılması, her iki yılda bir derece alma, ek ders ücretinin % 100 oranında artırılması, dört yıllık çalışma süresi sonunda ilk üç tercihinden birisine atanma hakkının verilmesi, merkezi düzeyde düzenlenen 10 hizmet içi eğitim faaliyetine katılma, tatil dönemlerinde ücretsiz ulaşım hizmeti sağlanması gibi teşvikler verilmelidir.
-Memur, şef ve hizmetlilerin özlük ve sosyal haklarında iyileştirmeler yapılmalı, hizmetlilerin görev tanımları yapılarak çalışma süreleri belirlenmeli, fazla mesai ücretleri ödenmelidir.
-Eğitim-öğretim ve bilim hizmet kolunda çalışan 4/C’li personel, toplu sözleşmede kazandığımız mali durumlarında yapılan iyileştirmelere ilave olarak kısa süre içerisinde kadroya alınmalı; kadro konusundaki nihai düzenlemeye kadar memurlara tanınan tüm özlük hakları, gereksiz yargılamalara konu edilmeksizin kendilerine verilmelidir.
-Çalışırken alınan tazminatlar, aile ve çocuk yardımı gibi emekli keseneğine esas aylık tutarına dâhil edilmeyen tüm ödeme kalemlerinin emekli aylığına yansımasını sağlayacak düzenleme hayata geçirilmelidir.
-Halihazırda birkaç branş dışında Türkiye’de hizmet öncesi öğretmen yetiştirme sistemi talepten fazla arz kapasitesine sahiptir. Geçmişteki yanlış ve eksik planlamalardan kaynaklanan bu durumdan dolayı binlerce öğretmen atama beklemekte veya ücretli öğretmen olarak çalışmaktadır. Bundan dolayı öncelikli olarak yeterli arzın olduğu alanlarda pedagojik formasyon uygulamasına son verilerek kısa ve orta vadeli perspektiflere göre istihdam politikası geliştirilmelidir.
-Engelli eğitim çalışanlarının görevlerini yerine getirmesinde engellerinden kaynaklı bir sıkıntı yaşamaması için okul ve eklentilerinde gerekli mühendislik esaslı düzenlemeler yapılmalıdır.
-İnsanların temel tercihlerini sınırlayan demokratik eğitim hakkının önündeki engeller kaldırılmalı; insan iradesine ve tercihine ipotek koyan eğitimdeki ‘karma’ mecburiyetine son verilerek yalnızca kız, yalnızca erkek ve kız ve erkeklerin birlikte öğrenim gördüğü eğitim kurumları bir seçenek olarak öğrenci ve ebeveynlere sunulmalıdır. Okullar açılırken bugüne kadar yapıldığı gibi sadece kız meslek liseleri, kız imam hatip okulları değil AB ülkelerindeki okullarda olduğu gibi kız fen liseleri, kız sosyal bilimler liseleri veya kız Anadolu liseleri de açılmalıdır.
-Eğitim çalışanlarına uygulanan şiddete karşı caydırıcı önlemler alınmalı, özellikle öğretmenlik mesleğinin şiddet yoluyla itibarsızlaştırılmasına müsaade edilmemelidir.
-Milli Eğitim Bakanlığı’nın hemen her alanda özel eğitim kurumu açılmasına izin verirken özel imam hatip okullarının açılmasına izin verilmemesi kabul edilebilir bir durum değildir. MEB bu hatasından ivedilikle dönerek özel imam hatip okullarının açılmasının önündeki her türlü engeli kaldırmalıdır.
-Öğretim programları geliştirilirken yurt dışından ithal programlar yerine milli, kültürel ve medeniyet değerlerimizle uygun, özgün programlar, bunlara uyumlu müfredatlar geliştirilmeli ders kitaplarında uygulanmaya konulmalıdır.
-19. Milli Eğitim Şurasında alınan, ilkokul 1, 2 ve 3. sınıflara da din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin konulması, okul öncesi programlarında değerler eğitimine yer verilmesi, Anadolu otelcilik ve turizm meslek liselerinin öğretim programları ve ders çizelgelerinden "Alkollü içki ve kokteyl hazırlama" dersinin kaldırılması gibi kararlar bir an önce uygulanmalıdır.
-Başta komşumuz Suriye olmak üzere dünyanın dört bir tarafında zalimlerin zulmü altında can çekişen, katledilen mazlumlara karşı tüm insanlığı ve uluslar arası kuruluşları daha duyarlı olmaya davet ediyoruz; bütün ülke ve uluslararası kuruluşları bu katliamları durdurmak için birlikte hareket etmeye, mazlum dünya halklarına yardım etmeye çağırıyoruz.