Sayın Basın mensupları; Eğitim Bir Sen’in çok değerli üyeleri,
Eğitim Sen Çanakkale Şubesi 16/11/2016 tarih ve Perşembe günü bir gazetedeki basın açıklamasında, ‘’ Biz somut olarak ispatlanmamış hiçbir veriyi, bir kişiyi suçlamak için araç olarak kullanılamayacağını savunan bir kurum olduklarını idia etmektedirler. ’’ yaptıkları basın açıklamasında kanun, tüzük, yazışma kurallarını bilmeyen ve bu kurallara uymadan hazırlanan usulsüz belgenin yasal olarak onaylanamayacağı halde yasal görevini yürüten Müdürü linç etmeye yönelik yalan yanlış bilgileri esas alarak kamuoyunu yanlış yönlendirmesini, olayı araştırma ihtiyacı hissetmemesini , okul idaresinden aslını öğrenmek için Okulu arama zahmetinde bile bulunmadan , Bayramiç’in en başarılı okullarından birisi olan, 2015-2016 Eğitim Öğretim Yılında 14 öğrencisini Fen Liselerine gönderen Cumhuriyet Ortaokulu Müdürü Yaşar EKİCİ hakkında yalan yanlış bilgileri yakıştırmayı , bunların savunucusu olmasını , Sendikacılığa, Eğitimciliğe ve İnsan Hakları ihlaline araç olmalarını esefle kınıyoruz.
İddia ettikleri hiçbir şeyi araştırmadan ortaya hiçbir belge koymadan kin kusmuşlardır. Üstelik bunu da somut hiçbir kanıt göstermeden yapmaktadırlar. Yaptıkları iftira dolu basın açıklaması için gerçekler aşağıdaki gibidir.
Söz konusu öğretmen egzersiz için Okul İdaresine dilekçe vermiş midir..?
Egzersiz için öğrenci velilerinden dilekçe alınmış mıdır? Veli izin dilekçesi alınmadan, veliden izinsiz, öğrenciler okul saati dışında hangi gerekçe ile alıkoyulacaktır?
Egzersiz için öğrencilerden sağlık raporu alınmış mıdır?
Söz konusu öğretmene egzersiz kursu açmanın gereği olan hiçbir belgeyi düzenlememiş olmasına hiçbir velisi ve öğrencinin izni bile alınmamış iken egzersizi neye göre ve hangi amaçla yapmak istemektedir. Müracaat dilekçesi vermeden, veli izin dilekçesi almadan, gerekli olan yasal onay verilmeden neden ısrarla idareye baskı yapılarak ücretli egzersiz çalışması yapılmak istenmektedir.
Okulda üç tane Beden Eğitimi Öğretmeni görev yapmaktadır. Tüm bunlar diğer iki öğretmenin imkanlarını kaldırmamış iken bu öğretmenin imkanı nasıl kaldırılmıştır. Okuldaki masa tenisi masalarından bir tanesini ihtiyacı olan bir okula geçici olarak vermeyi okuldaki bütün masa tenisi masalarını kaldırmış gibi ifade etmek yalancılık değil de nedir.
Söz konusu Öğretmenin kendisine gösterilen uygun yerde ders yapmamakta ısrar edip şiddetle çok amaçlı salonu kullanmak istemekle neyi amaçlamaktadır, bu da akıllara soru işaretleri getirmektedir. Çok amaçlı salon nasıl oluyor da spor salonu olarak görülmektedir.
Öğrenciler Destekleme ve Yetiştirme Kurslarından hergün saat 17:30’ da çıktıktan ve mesai bittikten sonra yapılması istenen egzersiz için Okulun güvenliği, temizliği, aydınlatma ve ısıtmasını kim sağlayacaktır?
Canı ve malıyla okulu, öğrencisi ve öğretmenleri için kendilerini hizmet etmeye adayan yöneticiler nasıl oluyor da “gerici ve piyasacı zihniyet” olarak karalanmaktadırlar. Tüm okul ve kurum yöneticilerini “gerici ve piyasacı zihniyeti devlet kurumlarına yerleştirmek” ile hakaret eden Eğitim Sen sendikası hakkında işlem yapmak üzere yetkili mercileri göreve davet ediyoruz.
Akıllı tahtaların öğretmenlerin kontrolünde güvenli bir şekilde kullanılması niyetiyle anahtarlarının tutanakla teslim edilmesini aidat toplamayla bir araya getirmek ancak art niyetle mümkün olabilir.
Okulun başarılı öğrencilerinin ödüllendirilmesinin ayrımcılık olarak gösterilmesi, hangi DEHA sahibi eğitimcinin fikridir? Eğitim Sen başarının ödüllendirilmesine karşı mıdır?
Öğrencilerinin eğitim alacağı sıraları kendi rızasıyla yenileyen velilerin fedakarlığını öğrencilerin eğitim ortamlarını daha kaliteli hale getirmek için çaba gösteren bir okul yöneticisinin gayretini Doğuda yakılan okullara gıkını çıkaramayan bir sendikadan anlamasını beklemiyoruz.
Gazi Mustafa Kemal’i her zaman kendi niyet ve arzuları için kullanmaya alışmış bu zihniyetin “Atatürk bahane karalama şahane” mantığıyla gelip görmeye tevessül bile etmeyen oturduğu yerden iftira atmayı yeğlemesi ne kadar ciddiyetsiz sendikacılık yaptıklarını göstermektedir. Kamuoyu artık; bunlar, Gazi Mustafa Kemalle ilgili bir cümle kurduklarında dertlerinin Atatürk değil onun üzerinden kendi rantları olduğunu çok iyi biliyor ve artık kabak tadı vermiş bu mevzuyu kale bile almıyor. Daha önce “ince bir mevzudan” dolayı görev yeri değiştirilmiş, FETÖ/PDY operasyonu kapsamında açığa alınmış ve halan soruşturması devam eden görevini yerine getirirken kurallar yerine keyfini tercih eden bu kişiyi savunması; hak, hukuk ve adalet konusunda ne kadar yaya olduğunun göstergesidir. İllegal kanlı örgütlerle adı anılan birleştirmek yerine bölmeyi tahrik eden gerçekleri söyleyeceğini iddia ettiğinde bile yalana batan her geçen gün eriyen tükenen ve marjinalleşen bu yapıyı kamuoyu vicdanına terk ediyor hizmet sendikacılığımızla eğitim çalışanlarının teveccühünü kazanmaya devam ediyoruz.